Sıcaklar artıyor derken birden yağışlı havanın etkisi altında kaldık. Sıcak ve nem olunca da mikroskopik mantarlarda da artış görülüyor. Bahçede bu sene yiyeceklerde kullanmak üzere bir kaç tane adaçayı (Salvia officinalis) ektim, en az 10 tane de çelik aldım. Çelikler, kumun içinde iki ayda hemen kök vermişler. İki hafta kadar önce ise saksılara aldım.
Geçen Ağustos ayında adaçayı çeliklerini bayağı yüksek tutma oranıyla yetiştirdiğimi söylemiştim. Buna rağmen, anaç bitki açısından adaçayı çeliklerini Nisan ya da Mayıs ayında almak daha sağlıklı oluyor. Adaçayına çok su verdiğinizde külleme ve pas hastalığına yakalanmasını, az su verdiğinizde de özsu emici asalakların esiri olmasını engelleyemiyorsunuz. Aslına bakarsanız pH’sı 5,6 ile 7,8 arasında olan toprakları seven bu dayanıklı bitki, nektardan zengin çiçekler verdiği için çevreci bahçelerin ve bostanların vazgeçilmez bitkilerindendir.
Geçen haftalarda, bitkilerdeki nefret ve aşk ilişkisinden bahsetmiştik ya; adaçayı da, havuç, brokoli, karnabahar, çilek, domates ve biberiye ile gayet iyi geçiniyor. Soğan, sarımsak, salatalık (bazı dostlar kızmasın diye hıyar demedim) ve rezene ile ise hiç geçinemiyor. Daha önce de yazmıştım, rezenenin rezeneden başka dostu yok zaten. Rezene denince, doğal olarak aklıma yemek geldi.
Salvia officinalis’in kaynatılarak içildiğini hepimiz biliyoruz ama Türkiye’deki mutfaklarda yemek hazırlarken çok kullanıldığından emin değilim. Oysaki, yine aynı aileden egzotik diyebileceğimiz S. apiana; S. columbaria ve S. elegans da yemeklere konulabilir. Salvia elegans, ananas kokulu harika bir çeşit ama salyangoz ve sümüklü böceklerin de sevdiğini unutmayın. Bu arada aklınızda olsun, S. officinalisin, 3 renkli S. officinalis ‘Tricolor’, sarı- yeşil renkli ‘Icterina’ ve ‘Aurea’; mavi-gri renkli ‘Purpurascens’ ve bol yapraklı ‘Berggarten’ kültivarları var.
Yukarıda da bahsettiğim gibi, havaların nemli olması durumunda adaçaylarını yağmurdan korumak mantıklı bir yaklaşım. Her bir erişkin bitkinin 40 ile 60 cm arasında yayıldığını unutmayın. Ayrıca adaçaylarının mantar hastalıklarına yakalanmasını bir türlü engelleyemiyorsunuz. Kabaklarda (Cucurbitaceae), Latin çiçeğinde (Tropaeolum majus) olduğu gibi mantarın, adaçayında yaşlanmaya bağlı ve önlenemez bir hastalık olduğunu düşünüyorum.
Mantarların en çevreci ilacı olan sodyum bikarbonatı bile püskürtmeden önce, koruyucu önlem olarak bitki yapraklarını ıslatmayı durdurmamız gerekiyor. En dirençli vakalarda ise, 3-4 yılda bir bordo bulamacı hayat kurtarabilir. Özellikle üzüm asmasında bordo bulamacının 3-4 yılda bir kullanılması önerilmektedir; yoksa toprakta dehlizler açarak havalanmayı sağlayan, dışkılarıyla toprağı zenginleştiren solucan sayısını çok azaltıyor.
İlk paragrafta çelik ile çoğaltmaktan söz etmiştim. Adaçayını tohumdan da çoğaltabilirsiniz. Bunun için tohumları en fazla 3 ya da 4 mm. toprak altına ekin. Toprağı devamlı ıslak tutun ama kesinlikle balçık hale getirmeyin. Bana sorarsanız, tohum ile çoğaltma elinizdeki tek seçenek değilse çelikle çok da rahat çoğaltılabiliyor. Çeliklerin boyu en fazla 10-15 cm. kadar olmalı. En üstte 4 yaprak kalacak şekilde diğerlerini kesip atın. İlk başta su kaybını en aza indirgemek için yarı gölgede saklamanızı önermemize rağmen, bu bitkileri güneşe ekmeniz yerinde olacaktır. Yarı gölgede çok fazla çiçek açmıyorlar. Büyük saksılarda da, adaçayı yetişmeniz mümkün olmasına rağmen, saksıdaki bitkilerin kuraklığa ve soğuğa daha duyarlı oldukları da bir gerçektir.
Bu hafta sizle ilk paylaştığım fotoğraf sağlıklı bir S. officinalis yaprağı ve külleme hastalığı olan başka yaprakları. Hastalığı fark edince size önerdiğim tek şey, bu yaprakları kopartmak hatta, bitkiyi budamak doğru olacaktır. Burada pek yeri olmasa da nane için de aynı öğüdü akılda tutmak iyi olur. Ayrıca kopardığınız bu yaprakları, insan sağlığına zararlı olmadığı için rahatlıkla kullanabilirsiniz. Adaçayları yaprakları, kümes hayvanlarını pişirirken dil papillaları çok gelişmiş olan kişilerin sevmediği yem kokusunu yok ettiği için portakal, biberiye gibi çok kullanılan baharlı bitkilerdendir.
İkinci paylaştığım fotoğraf ise, ananas kokulu bir S. elegans. İleriki yıllarda kırmızı çiçekleri açtığında da fotoğraflarını paylaşmayı umuyorum. Gastronomik özelliğine ve kokusuna kanarak bahçenize ekerseniz salyangoz ve sümüklü böceklerin çok sevdiğini lütfen unutmayın.