Hekimlerin insan sağlığındaki, toplum sağlığındaki işlevi bir yana sanatın ve edebiyatın iyileştirici gücüne katkısı da yadsınamaz.
O kadar çok hekim var ki aynı zamanda sinemaya, tiyatroya, resme, edebiyata gönül vermiş... Gönül vermekle kalmamış; yarattığı eserlerle, ortaya koyduğu ürünlerle insanın, toplumun iyileşmesine ciddi katkılarda bulunmuş... Kültürün-sanatın, edebiyatın tarihine geçmiş...
Onlardan son zamanlarda gelişen, hem tıptaki ilerlemesini hem de edebiyattaki ilerlemesini sürdüren birinden söz edeyim; örneğin, Doç. Deniz Tural.
O bir onkoloji hocası, hekimi. Aynı zamanda öyküleriyle edebiyata katkıda bulunuyor. Son dönemde kaleme aldığı çağdaş polisiye türündeki öykülerini öneririm. Çok keyif alacağınız bir kalemle tanışacaksınız henüz tanışmadıysanız.
✗ ✗ ✗
Ancak bu yazımda asıl başka bir hekimden söz etmek istiyorum. Hasan Kulakoğlu da yazıya, edebiyata, sanata gönül verenlerden. Nazilli’nin Alamut köyünden. İzmir Atatürk Lisesi sonrasında Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 1992’de bitirip hekim olmuş.
Öğrenciliği sırasında ve hatta hekimlik yaparken tiyatroya da zaman ayırmış, gazetelerde yazılar kaleme almış. Şiire de yüz veren bir kalem.
Aydınoğulları, Menteşeoğulları’ndan bu yana Ege’yi mesken tutan, efelere kızan olan Türkmen Yörük Tahtacı obalarının çocuğu Kulakoğlu, elinde bir kitapla çıkageldi bir gün. “Alamutlu Veli Ağa-Bir Kanaat Önderi”, Kulakoğlu’nun büyük dedesi Veli Ağa üzerinden kaleme aldığı ve Alamut köyünün oluşumuna da ışık tutan bir çeşit yarı belgesel öykülerinden oluşuyor.
Rahmetli Prof. Dr. Şadan Gökovalı’nın da ilgisini çeken Alamut, tez konusu da olmuş. Bu hikaye, yazar ile Şadan Hoca’nın tanışmasını, diyaloğunu getirmiş. Zaten kitabın arka kapağında da Şadan Hoca’nın yazdıkları yer alıyor. Bir bölümü şöyle:
“Aydınlık Karya’nın aydın insanlar köyü Alamut’u gördüm. Oranın gerçek kanaat önderi Veli Ağa’yı tanıdım; orada gerçekleştirilen mini toprak reformunun öyküsünü dinledim. Böylece bir önderin, çevresini nasıl değiştirebileceğini öğrendim. Oradan izlenimlerim, üniversitede doktora öğrenimine malzeme oldu. 50 yıl öncesinin izlenimleri belleğimin mermerine kazılı.”
✗ ✗ ✗
Bu vesile ile Şadan Hoca’yı da anmış olalım. Sagolsun, dört yıl önce TSKM’deki Konak Belediyesi’nin bendenizin yazı hayatıyla ilgili olarak düzenlediği; başkan Sema Pekdaş’in yanında panelist olarak Barış Terkoğlu, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın katıldığı “Otuz yıldır yazıyorum” etkinliğini de katılımıyla onurlandırmıştı.
Hasan Kulakoğlu’nu büyük dedesi üzerinden köklerine inerek kaleme aldığı kitabından dolayı, sanatın ve edebiyatın iyileştirici gücüne katkısından dolayı kutluyorum.
