İhracatımızın kapıları limanlarımız olmadan dünya ticaretinde önemli bir konuma sahip olmamız, Asya ile Avrupa arasında köprü vazifesi yapmamız neredeyse imkansız. Türkiye’nin de dış ticarette söz sahibi olabilmesi, daha çok ihracat yapabilmesi ve Doğu Akdeniz’de etkin bir lojistik merkezi olabilmesi için; yüksek kapasiteli limanlara ve arkasında geniş lojistik destek alanlarına ihtiyaç var.
Tarihsel olarak limanlar, şehirlerin gelişmesinde her zaman çok önemli etken olurken, ticaretin gelişmesi ile bu şehirler zenginleşti. Limanların küçülmesi veya kullanılamaz hale gelmesiyle birlikte şehirlerin birçoğu fakirleşti ve sonunda yok olup tarih sayfalarında kayboldu.
İzmir her zaman çok önemli bir liman şehri olmasının yanı sıra, 19. yüzyılın Ikinci yarısında yapılan mendirek ve liman ile birlikte büyüdü, gelişti ve Anadolu’nun en zengin şehirlerinden biri haline geldi.
Ege Bölgesi’nin tarımsal üretimi başta olmak üzere; İzmir ve civarında üretilen tüm ürünler buradan yurt dışına gönderildi.
İzmir Alsancak Limanı, Cumhuriyet Dönemi’nde de Türkiye’nin en aktif limanları arasında yer aldı. 20’inci yüzyılın sonuna kadar bu liman Türkiye’nin 3. büyük limanı olarak hizmet verdi.
Fakat geçen yüzyılın sonunda deniz taşımacılığında daha büyük gemilerin devreye girmesiyle birlikte; İzmir Körfezi fiziki engellerinden dolayı, Doğu Akdeniz’in en korunaklı limanı olmasına rağmen, yavaş yavaş eski etkinligini kaybetti.
Yüksek tonajlı gemilerin girebilmesi için ihtiyaç duyulan su derinliği yetersiz kaldı. Yapılması planlanan derin su kanal yatırımı ise, 20 yıldır gündemde olmasına rağmen hiçbir zaman yapım aşamasına geçilmedi.
Yükleme kapasitesi de yetersiz kalan limanda, bazı özel şirketlerin geçici olarak temin edilen seyyar vinçler ile yükleme desteklendi ve yapılabilindi. Bir ara 1 milyar 200 milyon dolara özelleştirilen liman, yapılan hukuki engellemeler nedeniyle satılamadı.
Önce RoRo taşımacılığı Çeşme Limanına taşındı. Daha sonra Aliağa-Nemrut Körfezi’nde yapılan ve zamanla geliştirilen limanlar daha çok kullanılır hale geldi.
2010 yılında Türkiye’nin üçüncü büyük elleçlemesini yapan İzmir Alsancak Limanı; 2015’te beşinci ve 2020’de sekizinci sıraya kadar geriledi. 2010 yılında yapılan 716 bin 083 TEÜ konteyner elleçlemesi; 2015 yılında 649 bin 556 TEÜ’ye ve 2020 yılında 436 bin 385 TEÜ’ye kadar geriledi.
Oysaki 2000’li yılların başında ortaya konan yatırım planında İzmir Alsancak Limanı’nın yıllık 1-1,5 milyon TEÜ’nün üstüne çıkarılması planlanmaktaydı.
Geçtiğimiz sene Türkiye’nin en çok konteyner elleçlemesi yapılan limanı 2 milyon 942 bin 550 TEÜ ile Ambarlı Limanları oldu. İkinci sırada 2 milyon 106 bin 937 TEÜ ile Mersin Limanı, üçüncü sırada ise 1 milyon 967 bin 946 TEÜ ile Kocaeli Limanları oldu.
İzmir Aliaga Limanları’ndan ise 2021 yılında 1 milyon 389 bin 367 TEÜ konteyner elleçlemesi yapıldı.
Aliağa Limanları’nın kapasitesi her geçen gün artıyor. İzmir Alsancak Limanı ise gerilemeye devam ederken; liman arkası diye adlandırılan ve limanın gelişmesinde çok önemli bir rol oynaması düşünülen geniş araziler ise yüksek katlı konut imarına açılması ile birlikte AVM ve gökdelenler ile dolmaya başladı.
Böylece İzmir için etkin bir liman olma şansı da yavaş yavaş geri dönülmez bir şekilde ortadan kalktı. Küçük bir maliyet ile yapılacak kanal yatırımı ve daha büyük vinçlerin devreye alınmaması İzmir’in gerilemesinde ana neden olarak ortaya çıktı.
Çandarlı’da yapımına başlanan ve bugüne kadar mendirek inşaatı tamamlanan 10 milyon TEÜ kapasiteli Kuzey Ege Limanı ise finansal yetersizliklerden dolayı halen bekleme aşamasında. Zaten korunaklı bir liman olmaması açısından da, bu liman için yapılan yer seçiminin ne kadar doğru olduğu tartışılır.
Şimdi limanın ve liman arkasının daha iyi değerlendirilmesi ve daha verimli kullanılabilinmesi için etkin ve doğru bir planlama yapma zamanı. Önümüzdeki 20 yılda bu bölge İzmir’in gelişmesinde önemli bir rol oynayacağı gibi; gerilemesinin ve yaşanılmaz bir şehir olmasının da en büyük nedeni olabilir.
Yüksek katlı binalar bu bölgede birbiri arkasına yükseliyor.
Tarihsel olarak bir liman şehri olan İzmir ise rant yaratma uğruna yavaş yavaş daha büyük bir beton yığını haline dönüştürülüyor..