TİM DANIŞMANLIK
danismanlik@tim.com.tr
www.tim.com.tr
Bir evvelki yazımı bitirirken “Arabuluculuk hakkında daha söyleyeceklerim var. Onu da bir sonraki yazıda bulacaksınız” demiştim. O aman devam edelim.
Peki, Hukuki ihtilafımızı başka nasıl çözeceğiz diyebilirsiniz? Haklısınız, yıllardır tek bildiğimiz mahkeme kapısı idi, aklımıza başka bir çözüm yolu da gelmiyordu. (Kriminal yollar veya mafya tarzı çözümü düşünmeyin bile ). Geç kalınmış bile olsa artık mahkeme yoluna başvurmadan ihtilafın daha az masraflı, gizlilik kuralına uygun, tarafların yönettiği, esnek ve gönüllülük esasına göre barışçıl bir çözüm yolu var. Adı ARABULUCULUK
Yıllar önce ABD, İngiltere ve Avrupa ülkelerinde uygulama başlanan, ülkemizde ise 07.06.2012 tarihinde TBMM’de kabul edilip, 22/6/2012 günü Resmi Gazetenin 28331 sayılı nüshasında yayınlanan 6325 sayılı HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCUK KANUNU ile birlikte yeni bir yol açılmıştır.
Bu kanunun yürürlük maddeleri gereği öncelikle kurul ve idari yapılanma oluşmuş, kanuna göre yönetmelik yayınlanmış, Arabuluculuk eğitimleri tamamlanmış sonrasında yazılı sınav ve mülakat yapılmış ve her iki sınavda başarı olanlar ARABULUCU unvanı almışlardır. Bende bu ilk gurupta Arabulucu olanlardanım. Sicil numaram 86 dır.
Kanunun yürürlük maddesine göre Arabuluculuk faaliyeti yayım tarihinden itibaren bir yıl sonra yürürlüğe girmiştir.
Bu kanunu ve içerdiği özel hususlardan önemli olanlarını kısaca tanıtmakta yarar bulunmaktadır.
a. Kanunun 1. maddesine kanunun Amaç ve kapsamını belirtmektedir ve şöyledir;
“(1) Bu Kanunun amacı, hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenmesinde uygulanacak usul ve esasları düzenlemektir.
(2) Bu Kanun, yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır. Şu kadar ki, aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli değildir.”
i. Kanunun temel maddesine göre bu kanun, hukuk uyuşmazlıklarının çözümünü düzenler. Yani ceza hukuku ve benzeri hukuksal uyuşmazlıklar bu kanunun kapsamı dışındadır.
ii. Bu kanun yabancılık unsuru taşıyan hususlarda da geçerli olacaktır. Yani yabancı ülke uyruklu vatandaşlar ve yabancılık unsuru taşıyan olaylarda da uygulanacaktır.
iii. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri konularda arabuluculuk yoluna gideceklerdir. Bu husus biraz tereddütlü karşılanmıştır. Somut örnekle açıklamak gerekirse, taraflar boşanma davasında nafaka miktarı belirleme konusunda karar verebilirler ancak boşanma kararını taraflar veremezler. Yine taraflar tapuya tescil (özel durumlar bulunmaktadır) iflas kararı gibi kararları veremezler.
iiii. Bu ihtilafların özel hukuk ilişkisinden kaynaklanması da önemli bir şarttır. Kamu hukukundan kaynaklanan bir uyuşmazlık Arabuluculuk konusu yapılamaz.
Örneğin vergi cezası, trafik cezaları gibi durumlar kapsam dışıdır. Aslında bu konuların bir kısmı için özel düzenleme ile bu kapsama alınması ve birçok konuda idari işlemlerinden kaynaklanan hususlarda dava yığılmasını engeller diye düşünmek gerekir.
v. Bu noktada önemli bir durum kapsam dışında tutulmuştur ki çok yerindedir. O hususta aile içi şiddet iddiası içeren uyuşmazlıklar kanun kapsamı dışındadır. Şiddetin gerçekleşmiş olması dahi aranmamakta iddia edilmesi bile yeterli kabul edilmektedir.
Bu noktadan bakıldığında arabuluculuk uygulamasının çok geniş bir alanı kapsadığı görülmektedir. Hangi tür uyuşmazlıkların Arabuluculuk uygulamalarına uygun olup olmadığı konusunda tereddüt hâsıl olması halinde yapılacak yorumun Arabuluculuk lehine geniş yorumlanması önerilmektedir.
Çünkü Hukuki uyuşmazlığın tarafları arasında bir anlaşma olması teşvik edilmektedir. Usuli işlemlere bir şekilde çözüm üretilebilir. Bu uyuşmazlığın çözülmesi sadece taraflar arasında barış doğurmayacaktır. Bu barış toplumsal barışa hizmet edecek, örnek olacak, iyiliklere vesile olacak bu durumda insanlığı hizmet edecektir. Bu yönü ile de çok anlamlıdır.
Arabuluculuk sürecine başlamadan Arabulucu kimdir sorusuna cevap arayalım. Kanunun 2. Maddesindeki tanımlara bakıldığında Arabulucu “ Arabuluculuk faaliyetini yürüten ve Bakanlıkça düzenlenen arabulucular siciline kaydedilmiş bulunan gerçek kişiyi, “ tanımlar.
Arabulucu gerçek kişi olacaktır. Tüzel kişiler Arabulucu olamazlar yine Arabulucu siciline yazılmadan Arabuluculuk yapılamaz. Arabuluculuk siciline yazılabilmek için ise kanunun 20. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde özetlendiğinde;
(1) Sicile kayıt, ilgilinin Daire Başkanlığına yazılı olarak başvurması üzerine yapılır.
(2) Arabulucular siciline kaydedilebilmek için; aday,
a) Türk vatandaşı olmalı,
b) Mesleğinde en az beş yıllık kıdeme sahip hukuk fakültesi mezunu olmalı,
c) Tam ehliyetli olmalı,
d) Kanunda belirtilen suçların işlenmemiş olması, Terör örgütleriyle iltisaklı veya irtibatlı olmamalı,
e) Arabuluculuk eğitimini tamamlamak ve Bakanlıkça yapılan yazılı sınavda başarılı olmalıdır.
Arabulucuyu tanıdık, sürece sonraki yazılarımızda devam ederiz.
Görüşmek üzere