Hizmetler sektörü uzun dönemler boyunca, ‘yenilikçi değildir’ şeklinde yorumlara muhatap olmuştur. Ancak gerçeğe baktığımızda, hizmetler sektörünün de yenilik yaptığı, bu yeniliğin türlerinin ise sanayiden farklı olduğu görülür. Son dönemde yapılan araştırma sonuçlarına göre sektörün Ar-Ge harcamaları artmakta, bilişim teknolojileri gibi modern teknolojiler, hizmetler sektöründe inovasyona yön vermektedir.
Hizmetleri oluşturan alt sektörlerin Ar-Ge yoğunluklarında farklılıklar söz konusudur. Aynı zamanda bir diğer farklılık da sektörün alt bileşenlerinin gerçekleştirdikleri inovasyon profilinde gözlemlenebilir. Özellikle bilgisayar hizmetleri, Ar-Ge hizmetleri gibi bilgi yoğun işletme hizmetleri (knowledge intense business services) olarak anılan sektörlerin yüksek düzeyde Ar-Ge gerçekleştiren, lider, yenilikçi alanlar arasında oldukları fark edilirken, yenilikçilik kalıpları aynı zamanda imalat sanayine daha çok yakınlık göstermektedir. Bilgi yoğun işletme hizmetleri dışındaki diğer hizmetler sektörü alanına giren sektörlerin daha az yenilikçi oldukları, yenilik yaptıklarında daha çok artımsal (radikal olmayan) yenilikleri gerçekleştirdikleri gözlenmektedir. Hizmetler sektörünün bu şekilde tanımlanabilen heterojen yapısının, sektörün yenilikçilik yapısına ilişkin sonuçlara ulaşırken ve aynı zamanda eylemleri belirlerken mutlaka dikkate alınması gereklidir.
Hizmetler sektörünün farklı yüzlerinin olması ve üretim sektörü ile birbirine bağlantılı olan özellikler barındırması nedeniyle, yenilikçi kapasitesinin artırılması çok da güçlükler barındırmayan bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu özellikten yola çıkarak, genel bir yaklaşıma ihtiyaç duyulacağı; bu genel yaklaşımın ise hizmetler sektörünün içinde bulunduğu koşulları geliştirmeye dönük genel bir iyileştirilmiş çerçeveye, yanı sıra özellikle belirgin politika alanları için belirgin eylemlere ihtiyaç duyulduğu anlaşılmaktadır. Böylesine genel bir stratejinin hazırlanabilmesi için adım adım yaklaşımlardan oluşan 4 element üzerine yapılanmış bir kurgunun var olması gerekir.
Bu 4 elemente dair özet bilgi aşağıda sunulmaktadır:
1. Hizmetler sektöründe inovasyonun daha iyi anlaşılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Etkin bir politika oluşturma süreci için doğru bir istatistik analiz gerekir. Hizmetler sektöründe inovasyonu daha iyi ölçebilmek; aynı zamanda bu ölçüm sonuçlarıyla birlikte hizmetler ve üretim arasında anlam taşıyan karşılaştırma olanaklarına da ulaşmak söz konusu olacaktır.
2. Teknolojik inovasyon dışında inovasyonun tüm biçimlerinin-türlerinin desteklenmesi gerekir. Hizmetler sektöründe yapılan yenilikler çok farklı şekiller alabilir. Bu gerçek ise sistemi destekleyebilmek için ihtiyaç duyulan destek araçlarını ve destek mekanizmalarını tasarlamakta güçlükleri barındırabilir. Bununla birlikte, yapılan ilk analiz sonuçlarına göre çok sayıda politikanın daha çok teknolojik inovasyonu desteklemek hedefiyle yapılandırıldığı ortaya çıkmaktadır. Destek politikalarının hizmetler sektöründe inovasyonu barındıracak biçimde uyarlanmasına, bu uyarlamanın kısa vadede iyileşmeleri sağlayacak hızlı bir yol üzerinde yapılmasına gereksinim duyulmaktadır.
3. Yüksek düzeyde büyüme potansiyeline sahip olan yenilikçi hizmetlerin geliştirilebilmesi için teşvik-özendirim mekanizmalarının oluşturulması gerekir. Çerçeve politikaların her zaman hizmetler sektöründe inovasyonu desteklemekte yeterli olamadığı izlenir. Çok sayıda kanıt, bugünün dünyasında desteklerin daha çok hizmetler alanında çalışan KOBİ’lerden daha çok sanayi KOBİ’lerine dönük tasarlandığını göstermektedir. Bu nedenle, hizmetler için daha uygun araçların oluşturulmasına, test edilmesine ve geniş bir biçimde uygulanmasına, yenilikçi hizmet firmalarının büyümesi için ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca en iyi uygulama örneklerinin yaygınlaştırılmasının da sürece destek olabilecek unsurlar arasında dikkate alınması gerekir.
4. Hizmetler sektörünün yenilikçiliğinin artırılabilmesi için uluslararası işbirliklerinin desteklenebilmesine, bunun için de daha iyi politikalara gerek vardır. Hizmetlerde İnovasyon Politikası Projesi’nin ilk sonuçlarına göre hizmetler sektörünün ihtiyaç duyacağı bir inovasyon gündeminin; uzun vadeli bir strateji için yeni fikirlerin geliştirilmesinin; son olarak da yeni enstrümanların oluşturulabilmesi için uluslararası işbirliklerine gereksinimin olduğu ortaya çıkmaktadır.
Avrupa Birliği’nin hizmetler sektöründe inovasyonu desteklemek için hazırladığı politika dokümanına özet bir ışık tuttuktan sonra, yine politika düzeyinde kalmak kaydıyla, Türkiye için önemli olduğunu düşündüğümüz bazı konulara değinmekte yarar olacaktır. Türk ekonomisi içinde de hizmetler sektörünün ağırlığı, tarım ve imalata göre artmaktadır. İnancımız ve doğru bulduğumuz yöntem, toplam milli gelir büyüklüğü içinde sadece bir sektörün payını artırmak, diğer bileşenlerin payını düşürmekten çok, topyekûn bir büyüme sağlayabilmektir. Bir başka ifadeyle, tarımı küçülterek hizmetleri büyütmek değil, tarımda farklılıkları hizmetler sektörünün yenilikçi öğeleriyle zenginleştirecek yaklaşımları benimsemek yararlı olabilir.
Türkiye’de diğerlerinin yanında özellikle finans, turizm, taahhüt hizmetleri ve bilişim gibi hizmetler sektörünün parçalarının başarılı çalışmaları olduğu görülmektedir. Finans ve bilişim sektörünün yeni ürün ve hizmetlerde Türkiye’nin coğrafi sınırları dışında komşu ülkelerde ve bölgesinde örnek uygulamaları hayata geçirdiği görülmekte; müteahhitlik hizmetlerinin yurtdışında toplam iş hacmi büyüklüğünde kayda değer başarılara imza attıkları izlenmektedir. Bu örnekleri artırmak mümkündür. Ancak, hizmetler sektörünün tekil örneklerden çok tümüyle yenilikçi bir yapıya kavuşabilmesi için bu sektöre özel bir inovasyon stratejisinin geliştirilmesi için çalışmaların yoğunlaştırılması faydalı olacaktır.