“Pandemi tahribatının etkilerini 3-7 yılda göreceğiz”

► Egenomi Zirvesi’nin üçüncü oturumunda pandemi süreci ve finansal piyasaların yeni dinamikleri konuşuldu
SELDA AK
Ege Üniversitesi (EÜ) İşletme Topluluğu tarafından gerçekleştirilen 6. Egenomi Zirvesi’nin üçüncü oturumu “Pandemi Süreci ve Sonrasında Finansal Piyasaların Yeni Dinamikleri” başlığıyla düzenlendi. Prof. Dr. Türker Susmuş moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturuma Belgin Maviş, Cüneyt Paksoy ve Seda Yalçınkaya Özer konuşmacı olarak katıldı. Pandeminin yarattığı tahribatın en erken göreceğimiz etkileri önümüzdeki 3-7 yıl arasında kendisini gösterecektir diyen Maviş, “Gelinen noktada bol para var ve bu paranın kontrolünü kaybettiklerini düşünen belli otoriteler var” dedi.
“Ekonomide ciddi bir yıpranma süreci getirdi”
Pandemiyle birlikte dünyadaki klasik söylem gibi hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyen Ekonomist Belgin Maviş, Bu değişim, dönüşüm gerekiyordu. Hiç beklenmedik bir anda hayatımıza girmesi tahribat yarattı elbet. Aynı zamanda ekonomik anlamda ciddi bir yıpranma süreci getirdi. Daha kötü olan ise siyasi otoritelerin, hükümetlerin, merkez bankalarının da bu süreci nasıl geçireceklerinin bilememeleri. Şu an inanılmaz bol para dönemi var. Neye el atsanız para kazanıyorsunuz. Komple dışarı çıkmaya korkuyoruz. Fakat böyle bir ortamda ne kadar sağlıklı düşünebiliyoruz. Pandeminin yarattığı tahribatı en erken göreceğimiz etkileri önümüzdeki 3-7 yıl arasında kendisini gösterecektir. Gelinen noktada bol para var ve bu paranın kontrolünün kaybettiklerini düşünen belli otoriteler var” ifadelerine yer verdi.
“Amerika taktik değiştirdi”
Belli doyum noktasına gelen yatırımcının yüzünün kripto paraya döndüğünü belirten Maviş, inanılmaz bir kripto para furyasının olduğunu kaydetti. Aşılama çalışmalarına rağmen, salgında 3’ncü dalganın çok hızlı yayılan bir profiliyle karşı karşıya olduğumuzu belirten Maviş, “2021 yılında rakamsal gerçeklerle yüzleştik. Faturaların beklenenden daha fazla ağır olması ve devletlerin verdiği ilk hibe şeklindeki teşvikler oldu. Ne oldu? Ev, araba alındı, faizler düştü ve borçlandılar. İşlerini kaybetmeyeceklerini düşündüler. İkincisi dağıtıldığında bu kez ev eşyaları, mobilyaları vs. değiştirdiler. Kredi kartlarını ilkinde kapattılar ama üçüncü etapta beklenmedik bir duvara çarpma pozisyonu oldu” diye konuştu.
Amerika’nın bu süreç içerisinde taktik değiştirdiğini ve tahvil faizlerini yükselterek en azından paranın bir bölümünü kendi ülkesine doğru yönlendirmeye başladığını belirten Maviş, “Hassas denge içerisinde en zorda olan Avrupa gözüküyor. Küresel bazda Amerika kendini belki finansal krizde pandemi olmasaydı kurtarmıştı. Ama o kurtarış esnasında dünyaya enflasyonu yaydı. Virüsten önce enflasyon yayıldı. Nasıl yayıldı? Doların değer kazanımına izin vererek, sıkılaştırıcı politikalara çok erken girerek. Doların 2 liradan 8 liraya çıkma serüveninde elbette ülkemizin de taktiksel hataları var. Aynı zamanda bu hatayı 2013 yılında FED’de yapmıştı” dedi.
“Dünya borç, alacak ve teminat konusunu tartışacak”
İçinde olduğumuz sürecin çok hassas ilerlediğini kaydeden Stratejist Cüneyt Paksoy, “Pandemiyi geri bırakıp dünya kendine sürdürebilir bir plato oluşturmalı. Bu büyüme sadece küresel ölçekli şirketlerin büyümesi olmamalı. Bütün paydaşlarıyla globalde ölçekte, tüketemeyen ülkelerinde içinde olduğu gelir eşitsizliğinin dengelendiği bir büyüme olmalı. Dünya borç, alacak ve teminat konusunu tartışmaya başlayacak. Bütün dünyada borçlu var. Şimdi artık her şeyi masaya koyma vakti. Burada şans görüyorum. İlk defa en azından Amerikan Hazine Bakanı söylem olarak dünya adına kaygılandığını belirtti. Bunu IMF Başkanının olduğu bir toplantıda söyledi. Demek ki sistemsel sıkıntılar ülkelerin varlığını tehdit etmeye başlayınca iyi şeyler düşünmek mümkün oluyor” şeklinde konuştu.
“Artık marka değer üretmeliyiz”
Fırsatları yakalama döneminin geldiğini belirten Paksoy, “Bireyler arasındaki farklılıkları gidermek için iyi bir dönem. Start-up’lara baktığımızda bir kaç kişinin bir araya gelip neler yaptığını gördük. Meydana getirdikleri şirketi ne kadar büyük rakama sattıklarını gördük. Demek ki doğru tarafa konsantre olunca doğru işler yapabiliyoruz. Ülkemizi, dünyamızı güzelleştirme adına bunları yapabilmek mümkün. Bir şekilde ekonomi yolunu bulacak. 1929 Dünya Buhranı sonrasını da biliyoruz. Teknolojiyi üst düzeyde kullanıp kendimize bir şeyler katma zamanı geldi. Çoklu denklemde Türkiye’nin dezavantajları bulunduğu gibi avantajları da var. Yapısal reformları hayata geçirip, yerli üretimle büyümeyi, yerli üretimle ihracatı desteklemeye devam etmeliyiz. Doğruyu yapanlar ayrışacak. Birlik beraberlik için yapısal reformları hayata geçirmeliyiz. Öte yandan artık bir marka değer üretmeliyiz” diye konuştu.
“2021’de sermaye akımları değişecek”
İntegral Yatırım Araştırma Müdür Yardımcısı Seda Yalçınkaya Özer, 2020 yılında pandemiyle birlikte çok ciddi bir borçluluk dönemi içerisine girdiğimizi belirten, “Şu anda alarm veriyoruz. Enflasyon var, büyümede küçülme var. Büyük puntolarla yazacağımız tek şey ‘borçluluk’ olacak. Tabi ki paralar basıldı, hibe verildi, teşvikler de çok fazla yapıldı” dedi.
Önümüzdeki yıllarda teknoloji, bilişim gibi sektörlere yönelimin artacağını belirten Özer, “Bu sektörlerde ciddi sermaye dolaşımı olacağını düşünüyorum. Yurtdışında Tesla gibi örneği var. Muhtemelen kurtarıcı sektörler teknoloji ve bilişim olacak. Küresel anlamdaki değişimle birlikte klasik yatırımcıların yaklaşımı da değişiyor. ABD’deki değişim devam edecek. ABD ekonomisi ciddi sıçrama yapar mı? Evet, yapar gibi görünüyor. 2021 yılında sermaye akımları ciddi şekilde değişecek. Ne yazık ki gelişmekte olan ülkelerde muslukların biraz daha kısılmış olduğunu göreceğiz. Türk Lirası’na baktığımızda uygulanan para politikalarıyla güçlü tutulmuştu. Fakat Merkez Bankası’nda son yapılan atama değişikliği ile beraber güven ve istikrar biraz kayboldu. Her gelişmekte olan para birimi kendi hikayesini yazar. Para birimine ilişkin zırhını faizle birlikte koyar. Biz MB tarafından çok güçlü bir zırh koymuştuk. Muhtemelen bunu 2021 yılının ikinci yarısında kaybetmeye başlayacağız. Fakat çok yüksek bir enflasyonumuz var” ifadelerini kullandı.