Pakdemirli: Karbon ayak izi konusunda önlemler alınmalı
.png)
► Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, Türkiye’nin GDO’suz ve sağlıklı tarım ürünleri üreten en önemli ülkelerden biri olduğunu vurguladı
DUYGU GÖKSU
Tarım Müşavirleri Ve Türkiye İhracatçılar Meclisi İstişare Toplantısı Tarım Ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve TİM Başkanı İsmail Gülle’nin katılımıyla online olarak gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Pakdemirli, “Çok yakın zamanda AB’ye ihraç edilen ürünlerin karbon içeriklerine göre fiyatlandırılacağı bir mekanizma kurulacak. Özellikle tarım ürünleri ihracatımızda sıkıntı yaşamamak için çevre dostu temiz enerji kullanan, karbon ayak izi düşük ürünleri üretmek için alınması gereken önlemleri bir kez daha hatırlatmak isterim” dedi.
“Karbon ayak izine göre fiyatlandırma mekanizması olacak”
Dış ticarette ürünlerin yakın zamanda karbon içeriklerine göre fiyatlandırılacağını hatırlatan Pakdemirli, “AB 2019 yılı sonunda yeni büyüme stratejisi olarak yeşil mutabakatı açıkladı. Bundan sonra yapacağı her düzenlemede ticari alışverişlerde bu kapsamda belirleyeceği kuralları uygulanacağını ilan etti. Yeşil mutabakat ile AB, 2050 yılında sera gazı emisyonlarını sıfırlamak üzere çıktığı bu yolda birçok ürüne sıfır karbon düzenlemesi getiriyor. Çok yakın zamanda AB’ye ihraç edilen ürünlerin karbon içeriklerine göre fiyatlandırılacağı bir mekanizma kurulacak. Özellikle tarım ürünleri ihracatımızda sıkıntı yaşamamak için çevre dostu temiz enerji kullanan, karbon ayak izi düşük ürünleri üretmek için alınması gereken önlemleri bir kez daha hatırlatmak isterim” diye konuştu.
“GDO’suz üretimde önemli ülkelerden biriyiz”
Tarım Orman Şûrası eylem planlarında öne çıkan konulardan olan markalaşma ile ilgili konuşan Pakdemirli, “Coğrafi işaret tesciline sahip ürünlerin benzerleriyle kıyaslandığında, yaklaşık 3 kata kadar daha fazla fiyatlanabildiği bilinmekte. Son 18 yılda; Türkiye’de 592 ürünün coğrafi işareti tescil edildi. Bunun 279’unun yani yaklaşık yüzde 50’sinin son 2,5 yılda tescil edilmesini sağladık. Halen 699 tescil aşmasında ürünümüz bulunuyor. Potansiyelimizin 2.500 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Ürünlerimizin “kalite, yöresel ve sağlık” vurgusuyla üretilmesi ve uluslararası pazarlarda pozitif bir “Türk Ürünü” imajının sağlanması gerekiyor. Bu nedenle biz de markalaşma çalışmalarımızı; planlı ve sonuç odaklı programlar çerçevesinde ve kurumlar arası iş birliği ile sürdürüyoruz. Buradan şunun altını özellikle çizmek istiyorum. Ülkemiz GDO’suz ve sağlıklı tarım ürünleri üreten en önemli ülkelerden birisidir” ifadelerini kullandı.
“Yeni coğrafyalara yayılmalıyız”
Tarımsal ihracatın hedeflenen düzeye ulaşması için mevcut ticari fırsatları değerlendirerek sorunlara daha hızlı çözümler üretmeye çalışıldığına vurgu yapan Pakdemirli, “Daha önce 5 olan, bakanlığımız yurt dışı müşavirlik sayısını, geçen yıl 15’e çıkardık. Özelikle, tarım ve gıda ürünleri ihracat potansiyeli yüksek; Çin, Rusya, Almanya, Fransa gibi ülkelerde açtığımız yeni müşavirlikler, bu ülkelerle olan ticari ilişkilerimizi daha da güçlendirecektir. Faaliyete geçen müşavirliklerimiz, tarımsal ilişkilerimizin ve ticaretimizin hedeflediğimiz düzeylere ulaşması için ihracatçılarımız ile ilgili ülkelerdeki ithalatçılar ve kurumlar arasında bir köprü rolü üstleneceklerdir. Bundan sonraki dönemde ülke olarak ihracat stratejimiz, mevcut konumumuzu korumanın yanı sıra farklı coğrafyalara yayılmak ve yeni pazarlara giriş sağlayarak ihracatımızı artırmaktır” diye konuştu.
Kuraklıkla mücadelede damla sulama desteği
TİM Başkanı İsmail Gülle de konuşmasında, tarım sektöründen gelen sorunları ve çözüm önerilerini paylaşarak şu ifadelere yer verdi: “Gıda fiyatları giderek yükseliyor, kuraklık en önemli madde, tarımda vahşi sulama kuraklık tehlikesini daha da artırıyor. Devlet desteklerinin özellikle damla sulama sistemi kullanan üreticilerin daha fazla desteklenmesi kuraklık sorunu ile başa çıkmada önemlidir. Öte yandan tarım arazilerini bölerek tarımsal verimlilik artırılabilir. 2020 yılında pandemiyle uğraştığımız bu dönemde her destek anlamlıdır.”