Kışın Ortasında Ancak Kauçuk, Afrika Menekşesi ve Yılbaşı Kaktüsü Çoğaltılır -I
daveroguz@gmail.com
Sevgili okurlar, hafta sonunda evdeyiz. Günlerden pazar. Bugün sevgililer günü. Sokağa çıkma yasağı olmasa da, İstanbul'da şu anda (saat 11.00'de) termometre 0'ın biraz üzerinde ve kar yağışı olanca hızıyla devam ediyor. Baktım, hava sıcaklığı önümüzdeki Perşembe İzmir Konak'da, 0 dereceye; Aydın Merkez'de, -4'e düşecekmiş. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün haberleri çok büyük isabetle doğru çıkıyor.
Bunun en büyük nedeni, artık hava tahmini yapmıyorlar. Bilimsel verilerle bir sonuç çıkartıyorlar. Bilim yolundan ayrılmadığımız sürece hayat daha yaşanır oluyor. Ne de olsa bilim ateşi kendinden uzaklaşanı yakar. Bu vecizeyi de Atatürk'ümüze mal etmişlerdi ama, söyleyeni tam olarak bilmesem de çok beğendiğim bir cümle.
Bambaşka koşullarda ise Montaigne'in yakın arkadaşı Etienne de la Boetie'nin (1530-1563) söylediği başka ateşli bir cümle var: Beni aydınlatan ateş, beni yakandır demiş. Neyse konuyu dağıtmayalım. Sevgililer gününde çiçek satıcıları inşallah bir parça satış yaparlar. Geçen gün İstanbul'un meşhur çiçekçilerinin bir tanesinin önünden geçerken, Güney Afrika'nın endemik bitkilerinden "Protea"ları (Leucospermum cordifolium veya Protea pincushion) gördüm. Hemen içeri girip fotoğrafını çekerek sizinle paylaşıyorum. (Beraberinde dün sıcaklığın düşeceğinden bahçemdeki portakal ağacını 1 kat gazete kağıdı, 2 kat Amerikan bezi ve üstüne de çöp torbası geçirerek paketledim. Bunun da fotoğrafını paylaşmadan edemedim.)
Yıllarca önce Roscoff Botanik Bahçesinden bir tane Protea edinmiştim ama ancak iki sene yaşatabildim. Egzotik bitkilere meraklıysanız hararetle öneriyorum. Protea'yı aldığım zaman aynı zamanda Roscoff Botanik Bahçesinden "Subtropica" adındaki yayınlarının Kasım 2010 sayısını edinmiştim. İçinde "Protea'lar ve Çevre" adında Jean-Michel Moullec tarafından yazılmış kapsamlı bir yazı var. Ne yazı ki Leucospermum cordifolium bu yazıda yer almamış. Çok ilgilenen olursa ilgili yazıyı yollayabilirim. Yazının Fransızca olduğunu söyleyeyim.
Sevgililer günü, kış, kar, kıyamet derken baharın da yakın olduğunu hatırladım. Bahar denince benim içime bir umut doğuyor. Yavaş yavaş bitki severler kendilerini yeni tasarılara hazırlayabilirler. Şubat sonu, Mart başı tüm tasarıları yürürlüğe koymanın zamanıdır diye düşünüyorum. Örneğin Ficus elastica (kauçuk) çeliği almanın tam zamanı, hatta geçiyor bile. 70'lerde 80'lerde deve tabanı, paşa kılıcı, kauçuk ağacı o kadar beslendi ki, insanları usandırdı.
Geçen gün gittiğim İstanbul Belediyesi'nin bahçe mağazasında çok güzel şekil verilmiş kauçuklar gördüm. Olur da üretmek isterseniz kauçuk daha yeşermeden veya yeni filizlenirken en ucunda en 15, 20 cm. arasındaki uzunlukta bir çelik verev olarak kesin. Elde ettiğiniz dalda 2-4 adet yaprak olması tavsiye olunur. Bildiğiniz gibi kauçuk bitkisinin adı kardeşi incir ağacı gibi sahip olduğu sütünden gelmektedir. İşte bu sütünün kaybolmaması için kestiğiniz dal parçasını 2 cm kadar içinde parmağınızı 5 dakika tutabilecek kadar sıcak suya 3 ila 5 dakika arasında tutmanızı öneririm. Böylece sıvının ya da sütümsü özsuyun bir anlamda pıhtılaşmasını sağlarsınız.
Daha sonra, çelik parçasını 2 saat kadar kurutmanız sonunda yarı yarıya kum, toprak karışımına ekmeniz uygundur. Saksıyı iyice sulayın hatta, su dolu bir kovaya sokup çıkarın ve en sonunda sıcak bir limonlukta, ya da cam fanusda, boş bir akvaryumda, o da yoksa üstüne şeffaf bir naylon torba geçirerek 6 hafta bekleyiniz. Buradaki püf noktası çeliğinizi koyduğunuz bölgede zeminin sıcak olmasıdır.
Kauçuk bitkisini daha önce çokça çoğaltmış olan anneme bir sırrı olup olmadığını sorduğumda, kauçuk çeliği yapıldığı zaman kesinlikle yapraklarını yukarı doğru kaldırarak, yaprakların üstteki parlak yüzlerinin iç tarafta kalacak biçimde, sırt sırta verecek şekilde bağlanması gerektiğini söyledi. Deneyelim görelim. Bu yöntemin Ficus benjamina için geçerli olup olmadığını bilmiyorum.
Bu kara kışta en azından İzmirliler'e "Keyifli Bahçeler"...