Kuşburnu (Rosa canina), Ateş Dikeni (Piracantha), Alıç (Crataegus), Dağ Muşmulası (Cotoneaster)
Güzel Türkiye’mizin batı bölümünde birden bire bahar havası hakim oldu. Evimin önünde bulunan badem ağacı çiçek açmaya başladı. Geçen yazımdan hatırlayacaksınız, bademin gülgiller ailesinin bir ferdi olduğunu belirtmiştim. Aynı yazıda ateş dikeninin meyvelerinin 12 tanesinden fazlasının hafif derecede toksik etkili ve bulantı, kusma yapabileceğini de yazmıştım. Yalnız burada hemen belirteyim, çok büyük bir yanlışlık yapmışım.
Cotoneaster bitkisinin alıç (aluç) olduğunu yazarak hayatımın yanlışını yazmışım. Tepkiler hemen geldi. Alıç bitki biliminde “Crataegus” ailesi, adi alıç ise “Crataegus monogyna” bitkisi olup, BBC’nin “Gardeners World” bloğuna göre insanlara, kediye, köpeğe, ata, kuşa, koyuna zehirli etkisi yoktur. Zaten biliyorsunuz, alıçın jölesi, reçeli, sirkesi de yapılır. İnternet’e bir baktım, bizler için bir yığın faydası varmış.
Bahçecilik açısından dikkatli olunması öneriliyor. Bunun en önemli nedeni ise “Erwinia amylovora” adlı bakterinin sık olarak ilkbahar ve sonbaharda alıç ağaçlarını enfekte ederek kuruttuğu söylenir. Söz konusu bakteri, 0 ile 23 derece arasında nemli bölgelerde sık olarak gülgillerden ayvaya, armuta, elmaya, Malta eriğine, muşmulaya da dadanabilir.
Şimdilerde bakıyorum, etrafta bu hastalığa dayanıklı bazı hibritler elde edilmiş. Özellikle yurt dışında bu hastalığa dayanıklı alıç da, dağ muşmulası da, ateş dikenleri de satılıyor. Dağ muşmulası ise (cotoneaster) adı muşmula olmasına rağmen ateş dikeni gibi hafif zehirlidir. Dağ muşmulasının özellikle yatay gelişen “Cotoneaster horizontalis” yemişleri 12 taneden fazla yendiği durumlarda başka zehirli bir bitki ile karıştırılmaması halinde, bol suyla zehiri yani siyanit moleküllerinin vücuttan atılacağı söyleniyor.
Dağ muşmulası, alıçtan farklı olarak yapraklarını kışın dökmez ve kışın kırmızı ufak yemişleri sayesinde dekoratif özelliği vardır. Alıç ise yapraklarını döken bir ağaç olmasının yanında, sonbaharda Ekim ayından itibaren meyvelenir. Dağ muşmulasının yemişleri kuş, koyun, keçilere zehirli olmamalarına rağmen insanlara, kedi, köpek, ve atlara zehirlidir. Kırmızı yemişler, çok yendiği zaman yorgunluk, solunum güçlüğü ve sara nöbeti benzeri kasılmalara neden olabileceği söyleniyor.
Gülgillerin yemişinden bahsedince kuşburnundan bahsetmemek olmaz. Hatırlıyor musunuz bilmiyorum, bir zamanlar başbakanımız olan Tansu Çiller kuşburnuna bir hayat vermişti. Bir ara çoğumuz kuşburnunu yeniden keşfederek reçelini yemeye, çayını içmeye başlamıştık. Her mevsimde kuşburnu bulmak mümkün olsa da, şimdilerde çok bol olması gerekir. Aslında bütün güllerin aşağı yukarı aynı şekilde meyveleri oluyor. Bu meyvelerin renkleri, sarı, turuncu, kırmızı, hatta siyahımsı mor bile olabiliyor. Bitkibilim açısından bakınca, gerçekte gülün meyvesi yalancı meyvedir.
Gerçek meyveler bu kırmızı torbanın içindeki tüylü tanelerdir. Mutfakta tüketeceğiniz kuşburnunun don olduktan sonra toplanmasına gayret edin. Ancak ve ancak don oluştuktan sonra kuşburnu yumuşayarak içindeki tohum olarak bilinen gerçek meyvelerinin bolca sahip olduğu A ve C vitamininden faydalanabilirsiniz. Kuşburnu, A ve C vitaminleri yanında B1, B2, E ve K vitaminleri ve bir çok tuz ile mineralden de zengindir. Ayrıca gül meyvesinin, sahip olduğu pektin sayesinde kabızlığa iyi geldiği bilinir.
Kuşburnu bitkisinin (Rosa canina) 5 taçyaprağı, açık pembeden koyu pembeye kadar dar bir renk yelpazesinde olup, 5 tane de çanak yaprağı vardır. Ülkemizde 2500 metre yüksekliğe kadar orman kenarlarında sıklıkla rastlayabilirsiniz. Çiçeklenme Mayıs, Temmuz aylarında olur. Meyveler ise Eylül bilemediniz Ekim ayında görülmeye başlar. Hiç de zor bir bitki olmayan kuşburnu, her türlü toprakta gelişebilir. Son olarak kuşburnunu meyvesini açtığınızda gördüğünüz tüylerin, hem cildinizi, hem de mukozaları tahriş edici özelliği olduğunu söyleyeyim. Çayını, reçelini evde yapacaksanız eldiven giymeyi unutmayın. E tabii maskeyi her durumda ağız ve burnunuzu örtecek şekilde nasıl olsa takıyorsunuz.
Sizle bugün dağ muşmulası Cotoneaster (büyük olasılıkla Cotoneaster integerrimus) meyvelerinin fotoğrafını, bir de sağolsun Cemal Tükel kardeşimin yolladığı kuşburnu fotoğrafını paylaşıyorum.