hberik@yahoo.com
Son günlerin moda konusu yeni sosyal medya uygulaması “CLUB HOUSE”. Bu hafta hem çok değer verdiğim arkadaşlarımdan hem de yolda denk geldiğim kişilerden istisnasız hep “CLUB HOUSE” da hesap açtın mı? “CLUB HOUSE” da var mısın? “CLUB HOUSE” da seni göremedim, “CLUB HOUSE” hakkında ne düşünüyorsun sorularına cevap vermekle geçirdim. Hal böyle olunca bu haftanın konusu kendiliğinden belli oldu.
Sizlere en net bilgiyi verebilmek için araştırma yaparken Linkedin de keyifle takip ettiğim Dr. Sertaç DOĞANAY’ın “CLUB HOUSE” hakkındaki paylaşımına denk geldim. Kendisine çok teşekkür ederim. Güzel bir içerik.
Benim kısa yorumum şöyle. Klasik sosyal medya uygulamalarının tek yönlü yazılı veya Resim üzerinden iletişim modeline karşı burada canlı yayında görüntüsüz ve çok sesli bir iletişim değer önerisi var.
Dr. Sertaç Doğanay’ın notları şöyle
“Hepsinden önce şunu aklımızda tutmalıyız:
Örneğin LinkedIn’deki yazılarımız (henüz) bir biyometrik veri değil ama sesimiz bal gibi biyometrik veri.
İkincisi Clubhouse’daki ses kayıtları yoluyla toplumsal ve kişisel olarak duygu durumumuz (mood) gerçek zamanlı olarak analiz edilebilir. Bu sadece pazarlama - reklam değil her türlü toplumsal manüpilasyon için kullanılabilir.
ABD’de şimdiden ses tanıma ve YZ teknolojisi kullanan ve odaları otomatik olarak dinleyerek markalar ve siyasi figürlerle ilgili iç görü oluşturan araçları test etmeye başlamışlar.
Markalar nasıl yer alacak sorusu çok popüler. Herhangi bir sosyal medya kanalından en büyük farkı, markanın kendi adına konuşamayacak olması.
Sponsorlu odalar ve kulüpler gündeme gelecektir. Belki bazı markalar aktif olarak hiç yer almayacak. Öte yandan müşterilerin yorumlarını dinlemek için belki de yeni ekipler ve ajanslar kurulacak.
Son olarak; çok konuşmak bazen boş konuşmaktır
Bunu “işi konuşmak” olan biri olarak söylüyorum.
Bir haftadır nezaketen katıldığım davetler haricinde hiç konuşmadım. Dinleyerek o kadar çok şey öğrendim ki.
Gerçek hayatta olduğu gibi burada da dinleyerek kazanacaklarımız, konuşarak kazanacaklarımızdan fazla bence.”
Yukarıdaki alıntıdan aklımıza birçok fikir gelebilir ama benim aklıma Teknolojinin insanların işini elinden alacağı ve işsiz bırakacağı yönündeki karamsar tabloya bir cevap geldi. Evet teknoloji bazı mesleklerin sonunu getirecek bu doğru ama bir çok yeni mesleğin de doğmasına neden olacak dediğimiz de bir çok kişi ısrarla ne olabilir, ne kadar olabilir ki diye karşı çıkıyor.
Alın işte size güzel bir örnek. “CLUB HOUSE” da markaların yaratacağı konuşma odalarında nelerin konuşulduğu veya “CLUB HOUSE”daki odalarda marka hakkında ne konuşulduğunu dinleme, anlama ve rapor etme işi. Bir kişi bana bu işi tanımlayabilir mi?
