1. Dünya Savaşı kimyasal ve biyolojik, 2.Dünya Savaşı nükleer silahların kullanıldığı savaşlar olarak tarihe geçtiler. 20.asır boyunca gelişen teknolojinin ötesinde önceki asırlardan farklı nitelikte savaş araçlarının kullanıldığı başka savaşlar da yaşandı.
21.asır ise savaş kavramının meydana geldiği coğrafyalardan çok, üzerinde yaşayan kitleleri küresel biçimde etkileyen hal ve şartların devreye sokulması manzarasıdır. Emareler savaş ve mücadelenin devletler, bayraklar, silahlar temelinden öte topyekün bir hesaplaşmaya dayandığını gösteriyor.
Ekonomik, askeri açıdan start alıp kültürel açıdan tamamlandığında “medeniyetler çatışması” epiğinde tarifini bulan hegemon kült’ün bugünün tarihinin yazılmasına kılavuz dahi olması sürdürülebilir bir dünya hakimiyetini temin edemeyebiliyor.
Günümüzde altyapıları eskimiş ABD ve AB’deki durgunluk, küçülme eşliğindeki şövenistik manzaralarla Küreselleşme maskesini takan hegemonik tavrın; iradesine uygun kültürel bir algı yönetimi bağımlılığına ve uluslararasında kümeleşmeye hizmet ettiği de açıktır. Bir tarafında ikonu Çin’in dünyada ilk kez saatte 350 km hız yapabilen ‘Ejder’ isimli yük treninin kullanıma alınacağıdır. Bir başka muamma ise salgın süreci ile yaşanmakta olup kitleler ve istikballeri açısından önü belirsiz bir pazarlık ve uzlaşma geçişidir.
Bilimdeki değişim hızı artık asırlar ve on yıllar ile değil yıllar hatta aylar bazında ölçülür oldu. Neredeyse hergün yeni bir disiplin doğuyor, eski disiplinler ise beklenmedik işbirlikleriyle yeniden hayat buluyor. Nano, digital, enerji, robot, yapay zeka vb teknolojilerin gelişen ve yaygın alanlarda ve sektörel dağılımında yeni ufuklar açıyor.
Bilinen sosyal ayrımların bugüne kadar ulaşageldiği küresel metropollerden üretici kimliğiyle farklılaşan kitleler beyaz-mavi yakalılardan başlayarak çözülüyor. İşveren, işçi, asker, bürokrat, serbest, köylü, tüccar geriye doğru ve yönelik olarak gelişmelerden etkileniyor.
Bilinen üretim usul ve metodları, kadroları gelişen teknolojilerin karşısında direnç noktası oluştursalar da orantısız ‘verim’ yeniyi üstün kılıyor.
Tüketim ise küresel formatta yığın ve kitleleri türdeşleştirerek zamana paralel popüler kültür eşliğinde sunulan üretime senkronize edilmeye projelendiriliyor.
Sunum; modern etiketi ile piyasaya sürülmekte ve piyasa müşterisi veya üyeliğinin asgari yeterlilik sertifikası almaya yönelik maddeleri pandemi öncesi ve sonrasının kriterlerine göre belirlenecek gibi durmaktadır. Mesela asgari hareket özgürlüğünün başlangıcı kabul edilebilecek ‘sağlık pasaportu’ bu ve benzeri gelişmeleri ifade eden gayet yeterli bir işarettir.