Devlet aklı, kayıtlı ve kurumsal niteliklere haiz olması ile etkili ve nüfuzlu kişiliklerin hareket kabiliyetine sahip olmamakla birlikte yaygın kitleler nezdindeki otoritesine tarih boyunca saygınlık kazandırabildiği oranda güç merkezi olur ve yaşar. Bu açıdan devletlerarası güven ve yaptırım kabiliyeti onların pek de öne çıkarılmayan fakat içlerinde barındırdıkları güç dengeleri ile sağlanır.
Açık konuşmak gerekir ise 1.5 asırdır önce merkez sonrası çevre ülkeler ekonomileri üzerinden servis edilen üretim, buna bağlı olarak yetmiş senedir yine merkezden çevreye doğru yaygınlaşarak küresel niteliğe bürünen tüketim ile hegemon Batı medeniyeti sistematiği etkisinde; donör devletlerde siyaseten kriz, diğer devletler bütününde iktisaden borçlanma formatına duçar olan gayriadil ve anarşik düzene erişildi.
Dünya’nın en büyük ekonomisine sahip ABD’nin, uluslararası rezerv kabul edilen parası ile aynı zamanda dünyanın en borçlu devleti olması çelişkisi, Çin Halk Cumhuriyeti ile olan ticari münasebetlerinin tümüyle kamusal değer ve ilişkilerden arındırıldığında artık saklanamaz hale gelen küresel finans prangalarına karşı pazarlıkta ne şekilde uzlaşılacağının ya da aksinin (çatışma) için olmazsa olmazı anlamına geliyordu.
Trump Dönemi, dört yıl boyunca başta güvenlik ekseninde olarak İkinci Dünya Savaşı sonrası ve Soğuk Harp Dönemi boyunca ABD’nin tüm Dünya’ya karşı askeri ve savunma taahhüt ve harcamalarınına sıcak bakmayan Paleocon anlayış ve yaklaşımın icraatlarının sergilenmesi idi. Diğer taraftan bazı Çoklu Anlaşmalardan çekilme ve Çin ile başlatılan ticaret savaşları için ‘zaman kazanma’ şeklinde nitelendirilebilirdi. Kaldı ki
Dünya Sağlık Örgütünün 2020 yılı Mart’ında Pandemi ilanının ve sonrası yaşananların gelişmelere etkisi açısından da değerlendirilmesi bir seçim dönemine sığıştırılamayacak denli derindi.
Pandemi döneminin varolan tüketici kitlelerin tutum ve davranışlarında bugüne dek bilinen normallerin değişeceği gerçeği yavaş yavaş su üstüne çıkıyor, “yeni normal” usul ve davranışlar genç nesiller üzerinden ileride tüketici adayı diğer kitleler nezdinde 21. Asır “yaşam biçimi” olarak algılanıyor.
Digital yeni dünya kurulurken eskiye göre çok farklı hayat tarzı ile her birey kendisi için bulunduğu yerde dünyanın merkezi olduğu hissini veren fakat yaptırım gücü de bulunan internet ortamında yürüyebilecek, buna uygun ekonomik şartlar; maliyetlerden başlayıp verimliliğe uzanan yollarda ve kamusal ve özel tüm alanlarda yeniden girilecek yapılanma süreci devlet cihazını son derece ilgilendiren husustur.