Pek hoş bir mülahaza olmadığını tahmin etmekle beraber bir zamanın ve mekanın hatta bir hayal veya rüyanın içinde yokluğunuzun nasıl çağrışımlar yaptığını bilme veya ölçme şansının mevcudiyeti var mıdır ve ihtimali nedir sorusu ile başlayalım. Öncelikle ve eğer bir fırsat veya imkan doğmuş ise ne kadar bilinebilir olduğunuz yakın ve uzak çevrenizde verdiğiniz görüntünün nasıl tezahür edebileceği ve hayatın akışı içerisinde bir hedefiniz olamayacağından tutunuz ne önemi olabileceğine kadar türlü sebepler ile zaten düşünemeseniz de yine bir imajınız belirir.
Nesiller için de böyle bir imajın edinilmesi uzun zamanlar alıyorsa da altyapısını meydana getiren geleneksel ve kültürel özelliklerden nemalanan düşünce ve davranış kalıpları üzerinden şekillenebilir. Fakat şimdilerde görünen şudur ki nesiller için bilindik olan pek çok alışkanlıklar, algılar, modellemeler, biçimler gelecek için bundan böyle yepyeni öngörülerin insafına kalmıştır.
Bir vatan üzerinde yaşayan vatandaşlar topluluğunun ortak sosyal değerleri kadim geleneklerden giderek ayrışıp çok parçalı ve değişken bir kültür akımının hafif iklimine giriyor. Bu ambiyans küresel ısınma gibi umumu etkileyen bir nitelik ve nicelik taşıyorsa da hiyerarşik ve bölgesel anlamda mahalli ve meşrebine göre etkileri de ortaya çıkabiliyor.
Covid-19 salgını istisnasız, bilhassa kurumsal olarak etkilenilen fakat nihayetinde birey’e yönelik bir küresel odaklı vakıadır. Doğuracağı ve meydana getireceği etkilerin değerlendirilebilmesi uzun zamana baliğdir. Ayrıca etkilerinin dünyanın gidişatını dolaylı veya dolaysız değiştirme açısından tarihte geçmiş diğer salgınlardan ayrı tutulmasını başından gerektiren emareler vardır.
Tarihin uzun bir döneminde daha sakin ve yavaş seyreden bölgesel ve mahalli şekillenmeler yaşandıkları zaman için güçlü ses getiren unsurlar ihtiva etmelerine rağmen bir süre etkileyebilirler. İnanç, ideolojik, etnik esaslar üzerinden ortaya çıkabilen bu tip şekillenmeler, hadiseler hem küresel lik hem de dayanıklılık ve de süreklilik açısından tartışılabilir mahiyettedirler.
Tarih öncesi devirleri geçerek Tarih Çağlarına gelindiğinde okul kitaplarına göre İlkçağ MÖ3500 yazının icadı ile MS476 kavimler göçü arasında yaklaşık 40 asır, Ortaçağ bu tarih ile MS1453 İstanbul’un fethi arasında 10 asır, Yeniçağ bu tarih ile 1789Fransız İhtilali arasında 3.5 asır, o tarihten günümüze 3 asır olacak biçimde azalarak devam eden Yakınçağ’ın sona ermesi ve uygun isimli bir başka çağ’ın başlangıcı umarız Pandeminin İlanı biçiminde olmaz.