Covid-19, bakliyatın yıldızını parlattı
.jpg)
► Kestelli: Sahip olduğumuz potansiyeli değerlendiremediğimiz, modern üretim tekniklerini yaygınlaştıramadığımız için üretim miktarı ve verimlilik alanında geri kalıyoruz
HABER MERKEZİ
İzmir Ticaret Borsası Şubat Ayı Olağan Meclis Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantının ana gündemi pandemide normalleşme süreci, baklagil üretimi ve Borsa’nın dijitalleşme çalışmaları ile tarımın geleceğinde modern teknolojilerin kullanımının önemi oldu. Covid-19 salgını ile bakliyat grubu ürünlerin öne çıktığını belirten İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, bakliyatların, protein, lif ve mikro besin açısından zengin, güvenli ve besleyici bir besin grubu olduğunu, bir emtianın çok ötesinde, sahip çıkmak zorunda olduğumuz bir gastronomi mirası özelliğini taşıdığını söyledi. “Tarım ve gıda alanında ihracat fazlası veriyoruz ancak makas daralıyor” Covid-19 salgını ile sağlıklı beslenmenin öneminin bir kat daha arttığını belirten Kestelli, “Bu süreçte, anavatanı Anadolu olan bakliyat grubu ürünler ciddi anlamda öne çıktı. Ülkemizde de üretimi ve tüketimi yüksek olan bakliyatlar, protein, lif ve mikro besin açısından zengin, güvenli ve besleyici bir besin grubu. Bakliyat ayrıca mutfak kültürümüzün temel parçası olması sebebiyle bir emtianın çok ötesinde, sahip çıkmak zorunda olduğumuz bir gastronomi mirası özelliğini taşıyor” dedi.
2020 yılının bütün dünyada pandemi mücadelesi ile geçtiğini dile getiren Kestelli, “Bu dönemde ihracatımız yüzde 6 oranında gerileyerek 170 milyar dolar, ithalatımız ise yüzde 4 oranında artarak 194 milyar doların üzerine çıktı. Tarımsal ürünlerin toplam ithalattaki payı yüzde 8 olurken, ihracat içerisindeki payı ise yüzde 12’ye ulaştı. Tarım ve gıda alanında halen ihracat fazlası veriyoruz ancak makas giderek daralıyor. Sahip olduğumuz potansiyeli yeterince değerlendiremediğimiz, modern üretim tekniklerini yaygınlaştıramadığımız için de üretim miktarı ve verimlilik alanında geri kaldığımız çok net. Borsa olarak İzmir Tarım Teknoloji Merkezi’ni bir an önce ete kemiğe büründürme arayışımızın ardında da bu gerçek yatıyor. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl fizibilite çalışmasını tamamlamıştık. Pandemi döneminde İTTM’nin kurumsal yapılanması, çalışma modeli üzerinde son iyileştirmelerimizi yaptık. Bakanlıklara, kamu kurumlarına, meslek odalarına, üniversitelere, yerli ve yabancı tarım teknolojileri ekosistemlerine projemizi anlatmaya başladık. Şubat ayı başında İzmir Kalkınma Ajansı’na güdümlü proje başvurumuzu gerçekleştirdik. Ajans yönetim kurulumuz projeyi büyük bir beğeni ile kabul ederek onayladı. Şimdi önümüzde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın onay süreci bulunuyor. Bu süreci de kısa zamanda sonlandırıp proje faaliyetlerine bu yılın birinci yarıyılı dolmadan başlamayı ümit ediyoruz” diye konuştu.
“Stratejik ürünlerle dünyanın ambarı olmalıyız” Yeni dönemde ülkedeki refahın çaresinin insanlarımızın kırsaldan şehre göçmesi ile değil, tersine şehre göçenlerin kırsala dönüp çalışıp üretebilmesinden geçeceğini ifade eden İTB Meclis Başkanı Barış Kocagöz, “Yeni dönemde tarımda istihdamı daha da arttırmanın yollarını aramalıyız. Diğer taraftan hepimiz biliyoruz ki ülkemiz, tarımsal üretimi arttırma potansiyeli sıralaması yapsanız dünyanın ilk üç ülkesi arasındadır. Öyle ki; neredeyse her türlü gıdanın yetişebildiği topraklarımız ve iklimimiz var. O halde doğru planlama ve politikaları uygularsak bunun mümkün olmaması için bir neden yok. Dolayısıyla; doğru büyüklükte, doğru bölgelerde, doğru çeşitlerle önce verimi, sonra da doğru işletmelerle üretimdeki kaliteyi arttırmalıyız. Bunu yaparken üretimde en yeni teknoloji ve akıllı tarım uygulamalarından yararlanmak zorundayız. Ürettiğimiz ürünlerin üreticilerimize kazanç getirmesi ise en önemli amaç olmalı. Çünkü bu olmazsa, planladığınız ürünün üretiminin sürdürülebilir hale gelmesi pek mümkün olamıyor. Bunu da ancak ürünlerimizi değerlendirirken çağdaş pazarlama tekniklerini kullanarak sağlayabiliriz. Tarımsal üretimde çoğu üründe kendi kendimize yeter olmanın yanında stratejik ürünlerde de dünyanın ambarı olup ihracat ile ülkemize girdi sağlamalıyız. Bildiğiniz üzere, bazı krizler fırsatları da yanında getirir. İşte biz de ülkemize gülen bu fırsatı değerlendirerek; pandemiden sonraki dönemin bizim için tarımda toparlanma, hatta şahlanma dönemi olmasını sağlamalıyız” dedi.
Pandeminin olumsuz etkilerinin hemen yok olmayacağını, etkisinin birçok alanda hissedilmeye devam edeceğini belirten Kocagöz, “Bu nedenle bu dönemin verimli pazarlama dönemi olması için ürünlerimizi tanıttığımız, pazarladığımız fuarlardan uzak kalmamamız gerek. Bunun çok zor olduğunu biliyoruz. Ancak önümüzdeki dönemde sanal gıda ve tarım fuarları ister istemez gelişecek ve mecburen birkaç dönem bu fuarlarda insanlar birbirleri ile anlaşacaklar. Bu nedenle biz de Borsa olarak sanal tarım ve gıda fuarları düzenlemek adına çaba göstermeliyiz. Diğer taraftan daha önce de önerdiğimiz üzere; şehrimiz İzmir’in iklim avantajını bir yana koyarsak, güzel havaların en az 6 ay eksik olmadığı bu şehirde yeni bir açık alan fuarı düzenlenmelidir. Bu dönemde kapalı olmayan ortamlarda fuar yapabilmek bir ayrıcalık olacaktır. Üstelik üç tarafı açık olacak stantların çok büyük bir yatırım gerektirmediği de açıktır. Bu anlamda şehrimizde uygun alanların mevcut olduğuna inanıyorum. Yapılacak böyle bir girişimde Borsamızın da canla başla destek olacağına eminim” diye konuştu.