Pandemi ile birlikte kapanan restoran ve benzeri yiyecek servisi veren dükkanlar, kısmen de olsa faaliyetlerini sürdürebilmek ve kazanç elde edbilmek için ürünlerini adrese teslim olarak müşterilerinin ayaklarına kadar götürmekte. Bu uygulamada genellikle kullanılan motosikletli kurye sistemi, gerek küçük hacimli motorsiklet, gerekse motorlu kurye talebini patlattı.
Bir çok iş yerinin kendi motosikletli kuryelerinin olmasının yanı sıra; internet üzerinden hizmet veren evlere servis firmaları da, motosikletli kuryelerini kullanarak müşterilere ulaşmakta. Tabi bununla birlikte yollarda ciddi miktarda motorlu vasıta artışına da şahit oluyoruz. Bu gelişmenin olumsuz yönü ise trafikte bu motorlu araçların kullananlarının genelde acemi, aceleci, dikkatsiz ve kural tanımaz olmaları.
Bu gelişmeler ekonominin zaten zor dönen çarkları için olumlu bir yaklaşım olarak görülebilir. Özellikle motosiklet satışlarının patladığı bugünlerde, aynı zamanda bu kuryeler istihdam açısından da işsiz genç kitleye yeni bir iş imkanı yaratarak açığı kapanmasında yardımcı olabiliyor. Fakat bu kuryelerin bir çoğunun motosiklet ehliyeti olmaması veya motorsiklet kullanımındaki deneyimsizlikleri nedeniyle trafik açısından ortaya ciddi sorunları da çıkarıyor.
İzmir’in ana caddelerinden arabaların yoğun olduğu ve sıkışık bir sürüş hali mevcut iken; trafikteki araçların bir sağdan, bir solundan geçmeye çalışan motorsikletler tehlike yaratıyor. Bu tür kullanım şekilleri oldukça can kaybının yaşandığı kazalara kadar uzanan talihsizliklere neden oluyor.
Maalesef kalkış ve hızlanma mesafesinde, arabalara oranla çok daha seri ve çabuk olan bu motosiklet sürücülerinin; şöförlerin kendilerini gördüğünü varsayarak hareket etmeleri nedeniyle sık sık problem yaşanmakta. Trafik düzeni içinde yol paylaşım kurallarını hiçe sayan kuryeler; gerek zamandan kazanma, gerekse bu şekilde geçmeyi hak görmeleri nedeniyle kural tanımaz hale gelmekteler..
Aradan geçmeyi kendilerini bir hak olarak gördükleri trafik düzeninde, bu motosiklet kullanıcıları için trafik polis ekiplerinin farklı uygulamaları devreye alması gerekli. Farklı biçimde derken, sadece durdurup evrak kontrolü değil; aynı zamanda bir çok ülkede uyguladığı üzere hareket halinde takip ve cezalandırma sistemini de çalıştırmaları gerekiyor.
Sadece araç trafiğinde değil, motorlu araçlara kapalı yaya yollarında, kaldırımlarda bile motor sürmeyi kendilerinde bir hak gören ve yayaları da tehlikeye atan bu kişilere daha ağır yaptırımlar uygulanmalı. Bu kişiler kural tanımazlığın vebalini en ağır şekilde ödemek zorunda olduklarını da bilmeliler.
Bu arada bu motorlu kuryeler ile kazaya karışanların duyduğu vicdan azabı da işin diğer bir yönü. Kuryelerin hayatlarını korumak adına, kuralların daha sıkı uygulandığı bir ortamı yaratmak da yetkililerin görevi..