Profesyonel Koç, Mentor, Eğitmen
cd.yunar@wishandfuture.com
Merhaba değerli okur,
İnsan, yaşamı boyunca yaşadıklarından, etkileşim halinde olduğu kişi ya da durumlardan çıkarımlarda bulunuyor ve bunları biriktiriyor. Bunların çoğu bilinçli farkındalıkla seçmediğimiz, bilerek ya da bilmeden (farkında olmadan) dışarıdan aldığımız çıkarımlar olabiliyor. Sonra da bunlarla birlikte yaşamaya çalışıyoruz. Bu durumu, bazı televizyon programlarında gördüğüm aklı başında görünen insanların yarattıkları çöp evlere benzetiyorum. O da yarar, bu da yarar, bir gün ihtiyacım olur diye biriktirilenlerle yaratılan nefes dahi alınamaz, yaşanamaz evler ve tutsaklık…
Nedir bu biriktirilenler yani yargılar?
- Doğru ve yanlış ya da iyi ve kötü diye tasniflemek,
- Mukayese yapmak ve bunun sonucunda sınıflandırmak,
- Her türden sıfat ile etiketlemek,
- Varsayımlarda bulunmak,
- Ve bütün bunları genellemeye kadar vardırmak.
- Yargılarından taraf olmak, olmayanları da ötekileştirmek.
Nihayetinde, hayatı, kendimize, başkalarına, olan biten her şeye dair yargılarımızla birlikte, bir anlamda tutsaklıklarımızla dolu evde yaşıyoruz.
Yargılar, bizi ve yaşamımızı nasıl etkiler?
Voltare’in “Peşin fikirler, muhakemesiz hükümlerdir” sözünde işaret ettiği gibi yargılar peşin hükümlerdi, akıl tutulması ürünleridir. Olanı olduğu gibi görmemizi engeller, hatta körleştirir. Tıpkı gözümüzün, aklımızın önüne perde çekmek gibi. Perde ister kalın ister tül olsun, olanı olduğu gibi görmemizi engeller.
- Araştırmalarla desteklendiği, “kendini doğrulayan kehanet”, “cam tavan sendromu” gibi tanımlarla ifade edildiği üzere, psikolojide de yargıların etkisi kabul edilir.
- Beyin bilimi ise ayna nöron araştırmaları ile nasıl bulaştıklarını açıklıyor.
- Kendimiz ve başkasına dair yargılar, insan potansiyelinin önünde engel yaratır.
- Yargılar insanı gerçeklikten uzaklaştırıp, yarattığı sanal dünyaya mahkûm eder.
İletişim başta olmak üzere pek çok konuda yaşanan zorluk ve sıkıntıların temelinde yargılarımız bulunuyor. Şimdi soruyorum size;
- Kim yargılarla bir anlamda çöple dolu bir evde yaşamak ister ki?
- Nietzsche’nin “Bütün yargılayanların gözünden, bir cellat bakar” sözündeki gibi kim cellat olmak ya da cellatla yaşamak ister ki?
- Kim yargılarının cehenneminde yanmak ister ki?
Bu nedenle yargılardan özgürleşmek, başka deyimle nötr olmak önemli. (*)
Nasıl özgürleşeceğiz yargılardan?
Başlangıç için; yargılardan oluşan düşünce yapınızı fark edin. Bunun için yargılarken kendinizi yakalamaya çalışın ve kendinize sorular sorun; Nereden biliyorum bunun böyle olduğunu? Başka hangi ihtimaller mümkün? Benzeri sorular eşliğinde yargınızı sorgulayın, akıl süzgecinizden geçirin.
Değişim için;
- Yargılardan oluşan düşünce biçimimizi yakaladıkça yerine kapsayıcı ve her şey mümkün yaklaşımını yerleştirin.
- Durumu çoklu bakış açılarıyla değerlendirin, daha da ötesi bütünsel bakış açısına geçin.
- “Bir önyargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur” diyen Einstein’ı haksız çıkarmak için bu konuda kararlılıkla çalışın, profesyonel destek alın, koçluk alın.
Ve şu Kızılderili Atasözünü hep hatırlayın; Birini yargılamak istediğin zaman, önce gökte üç ay değişene dek, onun ayakkabılarıyla yürümelisin… Bence daha kolayı özümüze dönüp, olanı olduğu gibi karşılayıp kabul kapasitemizi kullanmak. Bu o kadar kolay ki…önce hayal edin ve sonra deneyin göreceksiniz. Hoş geldin gerçek özgürlük!
(*) Bakınız: 16.05.2019 tarihli “Nötr Olmak” başlıklı yazı.
http://www.ticaretgazetesi.com.tr/cakir_dilek_yunar_9658yeni_pencereler_notr_olmak-l-1-sayfa_id-676-y-925-id2-15389